Küresel Rekabetin Yeni Alanı: Kültür ve Teknoloji İttifakı
ABD ile Çin arasındaki teknoloji rekabeti, uluslararası diplomasi dengelerini yeniden şekillendirirken, Türkiye de bu dönüşümden nasibini alıyor. Özellikle savunma sanayiinde elde edilen başarılar, Türkiye’nin küresel güç denkleminde daha güçlü bir yer edinmesini sağlıyor.
Klasik Diplomasi Yerini Teknolojik Arenaya Bırakıyor
Küresel diplomasi, artık geleneksel müzakere masalarından veri merkezlerine, yapay zeka laboratuvarlarına ve çip üretim hatlarına kaydı. ABD ve Çin’in üstünlük mücadelesinde kuantum teknolojisi, otonom sistemler ve yapay zekâ ekosistemleri ön planda. Bu yeni dönemde teknoloji, sadece ekonomik bir araç değil, aynı zamanda kültürel etki ve ideolojik yönlendirme aracı hâline geliyor.
Ecehan Ersöz’den Önemli Değerlendirmeler
Akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, bu dönüşümü değerlendirerek, "Teknoloji artık sadece teknik bir alan değil, kültürel ve diplomatik bir güç aracıdır. Teknolojiyi kim geliştirmişse, yalnızca standartları değil; aynı zamanda değer setlerini de ihraç ediyor" dedi.
Türkiye’nin Teknoloji İhracatı Artıyor
Türkiye, teknoloji alanında yalnızca ithalat yapan bir ülke olmanın ötesine geçerek, yerli platformlar, sensör sistemleri ve komuta kontrol yazılımları ile teknoloji üreten ve ihraç eden bir konuma yükseldi. Ersöz, "Veri üretme, işleme ve dönüştürme kapasitesi yüksek olan ülkeler, küresel sistemde daha güçlü bir ses çıkarabiliyor" şeklinde konuştu.
Tekno-Feodalizm Kavramı ve Etkileri
Son zamanlarda sıkça gündeme gelen "tekno-feodalizm" kavramına dikkat çeken Ersöz, bu fenomenin dijital platform devlerinin veri ve davranışlar üzerindeki kontrolünü artırdığını belirtti. "Otomasyon, insan davranışlarının şekillendirilmesinde de rol oynuyor ve bu durum kültürlerin teknoloji aracılığıyla yeniden inşa edilmesi anlamına geliyor" dedi.
Kültürel Mirasın Korunması
Ersöz, teknolojik millileşmenin sadece donanım ve yazılım üretimi ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda değerlerin millileşmesi ile de anlam kazandığını ifade etti. "Kültürünü koruyan toplum, teknoloji çağında yalnızca tüketen değil, aynı zamanda kendi hikâyesini de yazabilen bir toplum olur" diyerek, geleceğin aktif bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
AKADEMİSYEN VE TEKNOLOJİ UZMANI ECEHAN ERSÖZ