Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Türkiye'nin Deprem Gerçeği: Bilim ve Hazırlık Hayat Kurtarıyor

Türkiye, deprem riski yüksek bir bölgede yer alıyor. Uzmanlar, tedbirlerin önemini vurguluyor.

Yayın Tarihi: 25.12.2025 12:28
Güncelleme Tarihi: 25.12.2025 12:28

Türkiye'nin Deprem Gerçeği: Bilim ve Hazırlık Hayat Kurtarıyor

Türkiye ve Doğu Anadolu’da Deprem Gerçeği

Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu'ndan Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı, ülkemizde ve Doğu Anadolu'da deprem konusunun önemini ele alan bir seminer düzenledi.

Depremlerin Oluşumu

Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer almaktadır. Ülke topraklarının %96'sı deprem riski altındayken, birçok insan bu tehlikeli alanlarda yaşamaktadır. Bu durum, depremlerle yaşamayı öğrenmenin zorunlu hale geldiğini açıkça gösteriyor.

Depremlerin Büyüklüğü ve Şiddeti Arasındaki Fark

Bir depremin büyüklüğü açığa çıkan enerjiyle, şiddeti ise yerleşim alanlarındaki hasarla ilişkilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zeminlerde az hasara neden olabilirken, zayıf zeminlerde yıkımlara yol açabilir.

Sismik Boşluklar ve Risk

Dr. Çakıcı'nın vurguladığı bir diğer önemli nokta, deprem üretmeyen ancak enerji biriktiren fay segmentleri olan 'sismik boşluklar'dır. Marmara'dan Doğu Anadolu'ya kadar birçok bölge, önümüzdeki yıllarda büyük depremler üretme potansiyeline sahip.

Doğu Anadolu Bölgesi'nin Deprem Tarihi

Bu bölge, tarih içinde en yıkıcı depremlerine ev sahipliği yapmıştır. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri, bölgenin sismik riskini artırmaktadır.

Yerel Riskler ve Önlemler

Erzurum ve çevresindeki fay hatları, bölgeyi tehlikeye atmaktadır. 1924, 1952 ve 1983 yıllarında yaşanan depremler, yüksek sismik riskin göstergesidir. Mikro-bölgeleme çalışmaları, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmak için önemlidir.

Çözüm: Bilim ve Hazırlık

Dr. Çakıcı, etkili bir deprem yönetimi için aktif fayların belirlenmesi ve riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını önermektedir. Ayrıca, bireysel düzeyde depreme dayanıklı binaların inşası ve acil durum planlarının hazırlanması hayati önem taşımaktadır.

Teknolojinin Rolü

Günümüzde, gelişmiş erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan önce algılayarak uyarılar gönderiyor. Bu kısa süreli uyarılar, doğru davranışlarla birleşince hayat kurtarabilir. Depremleri engellemek mümkün değil ancak etkilerini azaltmak mümkündür. Türkiye, deprem gerçeği ile yüzleşmeli ve bilimle hazırlıklı olmalıdır.

Unutmayalım: Deprem değil, ihmal öldürür.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ PASİNLER MESLEK YÜKSEK OKULU DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HAMİT ÇAKICI ÜLKEMİZ VE DOĞU...

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ PASİNLER MESLEK YÜKSEK OKULU DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HAMİT ÇAKICI ÜLKEMİZ VE DOĞU ANADOLU’DA DEPREM GERÇEĞİ KONULU SEMİNER VERDİ.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ PASİNLER MESLEK YÜKSEK OKULU DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HAMİT ÇAKICI ÜLKEMİZ VE DOĞU...